ERDOĞAN AZINLIKLARIN SORUNLARIYLA BİZZAT İLGİLENMİŞ, MÜDAHALE ETMİŞ VE ÇÖZMÜŞ BİR LİDER
Bir Türkiye Yahudisi olarak ve aynı zamanda hukuk mücadeleleriyle tanınan birisi olarak bir şeyin daha altını çizmek istiyorum. Azınlıklar konusu, eşit yurttaşlık ve sorunların çözümü Cumhuriyet döneminden bu yana ilk kez Erdoğan döneminde ciddiyetle ele alındı. En basitinden azınlıkların kendi temsilcilerini seçmesi konusu bile uzun yıllar engellendi.
CHP SORUNLARIN ÇÖZÜLMEMESİ İÇİN SANDIKLARIN ÖNÜNE YATTI!
2011 yılında CHP milletvekilleri mecliste bu yasanın geçmemesi için sandıkların önüne yatmışlardı.
AZINLIK VAKIFLARININ EL KONAN MALLARI…
Sadece temsilci seçimi değil. Örneğin 1936 yılında beyannamelerle azınlara ait vakıf taşınmazları vardı. Zaman içerisinde bütün o taşınmazlara el kondu.
ERDOĞAN HEPSİNİ EKSİKSİZ TESLİM ETTİ
Burada da devreye sayın Erdoğan girdi. Çözüm odaklı bir liderlik örneği sergileyerek AİHM kararlarını aynen uyguladı. Bu el konan mallar eğer devletin elindeyse olduğu gibi teslim etti. değilse bedelinin karşılanmasını temin etti.
HUKUKSUZLUKLARLA MÜCADELE EDİP ÇÖZDÜ
Tüm bu hukuksuzlukların çözülmesi için sayın Erdoğan bizzat müdahale etmiş, takip etmiş ve çözmüştür.
AZINLIKLAR ERDOĞAN DÖNEMİNDE HİÇBİR ZAMAN MUHATAPSIZ KALMADI
Örneğin Vakıflar Meclisi var. Bunu birçok vatandaş bilmez. Bu meclis 15 üyeden teşekkül ediyor. Bu 15 üyeden bir tanesi de azınlık vakıfları temsilcisidir. İlk defa Erdoğan koydurdu bunu. Ve dahası bu temsilciyi devlet değil azınlıklar bizzat kendisi seçiyor her dönem. Azınlık vakıfları toplanıyor bu temsilciyi kendileri belirliyorlar. Bir dönem Yahudi temsilcisi, bir dönem Hristiyan gibi.
Bunun getirdiği bir şey de bu vakıf temsilcileri Erdoğan hükümetleri döneminde her zaman muhatap bulmuşlardır. Sorunları olduğunda çözüm için muhatapsız kalmamışlardır.
KARDEŞLİK İKLİMİNİN SEMBOLÜ: ÇORLU HAVRASI (YENİ CAMİİ)
Birçok örneği olsa da çok anlamlı olduğunu düşündüğüm bir şeye milletimizin dikkatini çekmek istiyorum. Bu kardeşlik iklimi öyle hakim oldu ki Çorlu’da yaşayan Musevi vatandaş kalmayınca burada bulunan bir Havra’nın anahtarını Museviler müftlüğe teslim ederek cami yapılmasını istediler. Şu an ismi Yeni Camii. Bunlar işte hakların teslimi, karşılıklı anlayış ve birlikte yaşama bilincinin oturduğu demokratik bir ülkede olabiliyor.