Yahudi işadamı Doğan Kasadolu Edirne’deki açılan Avrupa’nın 2. büyük sinagogunun bilinmeyenlerini Son.TV’ye anlattı.
Yahudi işadamı Doğan Kasadolu geçtiğimiz günlerde açılışı düzenlenen, 5 yılda 5 milyon 750 bin TL harcanarak aslına uygun olarak restore edilen Edirne’deki Avrupa’nın en büyük 2. sinagogunun bilinmeyenlerini Son.TV’ye anlattı.
Kasadolu II. Abdülhamit Han’ın yapılması talimatını verdiği bu sinagog ile birlikte Haydarpaşa Hemdat İsrael Sinagog’u ve Balat Hastanesi için Osmanlı padişahına büyük şükranlarını sundu.
İŞTE O YAZI
“Murad Hüdavebdigar 1361 yılında Edirne’yi fethettiğinde kentte küçük ve fakir bir Yahudi cemaati buldu. Osmanlı yönetiminin yanıdığı dini özgürlük bu Yahudiler için uzun bir refah döneminin başlangıcı oldu. Balkanlar ile Macaristan ve İtalya’nın değişik kentlerinde baskı altındaki Yahudiler ile 1492 sonrası İspanya ve Portekiz’den gelen Yahudi göçmenlerin bir kısmı da bu topraklara yerleştirildiler. 1900 yılına gelindiğinde bu cemaat 20 bin kişiyi geçmişti.
Ancak “Harik-i Kebir” (Büyük Yangın) Edirne Yahudi yaşamında önemli bir kırılma noktası oldu. 2 Eylül 1905 gecesi başlayıp 18 saat süren yangın Yahudilerin yaşadığı Kaleiçi’ni yok etti. Yangın sonunda “Sefer Toraları” “Tevrat” ile birlikte 13 sinagog, tarihi din okulları ve kütüphaneler de dahil 1430 bina yok oldu.
Yahudi tebasında oluşan bu acı ve ızdırabın bir an önce giderilmesi için Sultan II. Abdülhamir Han 10 Zilkade 1323 (6 Ocak 1906) tarihli Fermanı ile Büyük Yangınla birlikte 20 bine yakın nüfusu ile sinagoglarından yoksun kalan Edirne Yahudileri’nde oluşan bu acının acilen giderilmesi ve ibadetlerini özgürce yerine getirilmeleri için yakılan bu 13 sinagogun yerine tüm Yahudiler’in ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak büyüklükte “Büyük Sinagog” olarak adlandırılacak açılışı yapılan sinagogun inşası talimatını vermiş ve süratli bir şekilde Nisan 1909 tarihinde inşaat tamamlanmıştır.
Ancak bilinmesi ve hassasiyetle üzerinde durulması gereken önemli bir husus imparatorluk içerisinde Müslim ya da gayrimüslim unsurların Yahudiler’e karşı giriştikleri katliam yangın gibi anarşik eylemlerin açtığı yaraların sarılmasında her zaman Sultan II. Abdülhamit ve şahsında Osmanlı Devlet Yönetimi tüm gücü ile mücadele etmiştir.
Nitekim imparatorluk içerisindeki bazı kışkırtıcı ve bölücü eylemlere karşın Sultan II. Abdülhamit Han diğer vesilelerle de Osmanlı Yahudi toplumunun dinini özgürce yaşaması ve sağlık hizmetleri için de bugüne kadar etkisi ve faaliyetleri devam eden iki ferman daha yayımlamıştır.
21 Aralık 1311 tarihli Padişah II. Abdülhamit fermanıyla; Kadıköy Yel değirmeninde halen faal durumda olan Hemdat Yisrael sinagogunun inşaat ruhsatını vermiştir.
Verilen bu ruhsat üzerine havranın temelinin atılacağı haberi semtte ve civarında yaşayan Rumların ve Ermenilerin kışkırtmaları sonucu Kadıköy ve Haydarpaşa’da yaşayan Yahudiler’e karşı bu azınlıklarca katliam planlaması yapılmışken bu planların Sultan II. Abdülhamit tarafından istihbar edilmesi üzerine katliam eylemleri Sultan’ın emri ile Selimiye Kışlası’ndan yola çıkarılan birlikler tarafından bastırılmıştır.
Sinagog Hemdat İsrael adıyla cemaate kazandırılmıştır. Bu ad cemaate bu mabedin yapımı için ferman verme lütfunda bulunan Sultan II. Abdülhamit’e teşekkür niyeti ile İbranice’deki (Yahudice’deki) Hamit’i oluşturan Het-Mem-Dalet-Tav sessiz harflerinden yola çıkılarak ihdas edilmiştir.
Yine Sultan II. Abdülhamit aynı dönemde Yahudi Milleti’nin hastalarını tedavi için Balat semtinde bir hastane inşasına izin veren fermanı yayımlamıştır. Bu hastane Or-Ahayim Balat Musevi Hastanesi adı ile yüz yılı aşkın bir süredir tüm vatandaşlarımıza özenli sağlık hizmetleri sunmaya devam etmektedir.”